Karma eğitim nedir, ne değildir?

Karma eğitim, hemen hemen her ülke tarafından uygulanan ve kız erkek ayrımı yapılmadan, herkesin eşit şartlar içerisinde eğitim almasını sağlayan bir modeldir. Karma eğitimin öncesinde erkek ve kız okulları beraber değildi. Kız ve erkeklerin ihtiyacına göre düzenlenen okullarda sağlanılan eğitimle birçok mezun verilmiştir. Ülkemizde de kız liseleri ve mesleki okulları, dünyadaki örneklerle benzerlik gösterir. Ancak 1950’lerden sonra karma eğitime geçme konusunda kararlar alınmış ve erkek – kız ayrımı oldukça azalmıştır.

Almanya ve Fransa gibi bazı ülkelerde özel okullarda kız – erkek ayrı olarak eğitim görebiliyor. Ancak ülkemizde hem kamu hem de özel eğitim kurumlarında karma eğitim modelinin uygulanması mümkün değil. Bu yönelik taleplerin artması ve fiziki yeterliliğin sağlanabilmesi halinde karma eğitim modeli biraz daha esnetilebilir.

Kaldı ki bu yöndeki çalışmalar, bazı eğitim toplantı ve çalıştaylarda tartışma konusu haline getirilmiştir. Ancak bazı gruplar tarafından karma eğitim modelinin esnetilmesi bir ihtiyaç çerçevesinden çıkarılarak, siyasi zemine kaydırılır ve “laiklik karşıtı” olduğu için hukuksuz bulunur.

Türkiye’de karma eğitimin tarihçesi

Osmanlılarda kadınlar, Tanzimat’a kadar resmi olarak sadece sıbyan mekteplerinden faydalanabilmiş; 1869’da zorunlu hale getirilen bu kurumlarda, eğer aynı mahallede iki sıbyan mektebi varsa, erkeklerden ayrı, yoksa yeni bir mektep açılan kadar, erkeklerle aynı sıraya oturmamak koşuluyla, sıbyan mekteplerinde eğitim görmüşlerdir.

Kadınların ortaokul düzeyinde eğitim görmesi ise 1859’dan itibaren kız rüştiyeleriyle başlamış, 1880’de açılan ilk kız idadisi ile ortaöğretim düzeyinde de devam etmiştir (Kurnaz, 2011, s.25-45).

Osmanlılarda 1914 yılında kadınlar için açılan ilk yükseköğretim kurumu olan İnas Darülfünunu, 1918-19 öğretim yılında İstanbul Darülfünunu binasına taşınınca kız öğrencilerin erkeklerle aynı binada eğitim almaları, karma eğitime doğru önemli bir adım olmuştur (Tümer-Erdem, 2007, s. 368-372).

Daha sonra 16 Eylül 1921 yılında Darülfünunun fen ve edebiyat şubelerinde karma eğitime geçilmesinin ardından 1921-22 yılında hukuk, 1922-23 yılında da tıp fakülteleri kız öğrenci almaya başlamıştır (Kurnaz, 2011, s.106).

Cumhuriyetin kurulmasından sonra 1924’te kabul edilen Tevhid-Tedrisat Kanunu’yla ilköğretimde (Akyüz, 2011); ardından 1926’da da ortaöğretimde karma eğitime geçilmiştir (Güven, 2010, s. 213).

Daha sonra 1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’yla karma eğitim, Türk milli eğitiminin temel ilkelerinden biri olarak benimsenmiş ve “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir” ifadesiyle yasada yerini bulmuştur.

Karma eğitimle ilgili yapılan son düzenleme ise 2000-2001 öğretim yılında tüm okullarda karma eğitimin zorunlu hale getirilmesi olmuştur (Okçabol, 2013a). Ancak uygulamada kız meslek liseleri, kız Anadolu imam hatip ve genel liseleri, kız ve erkekler için ayrı ayrı teknik liseler tek cinsiyete dayalı eğitim vermeye devam etmektedir.

Dünyada Karma Eğitim

İskandinav ülkeleri dışında, Avrupa ülkelerinin çoğunda İkinci Dünya Savaşı sonrasında, diğer ülkelerde ise (örneğin, Yunanistan, İspanya, Avusturya ve Portekiz) 1970’lerde ortaya çıkmıştır (Eurydice, 2010).

ABD’de 1787’de karma eğitim yapılan ilk ortaöğretim kurumu açılmış (Okçabol, 2013a); 1837 yılında Oberlin Yüksekokuluna kız öğrenciler alınmış, ardından 1867’de Indiana Üniversitesinde ve giderek başka devlet üniversitelerinde de karma eğitime geçilmiştir (Jones, 2002).

Avrupa’da karma eğitim, reform hareketlerinden sonra kız çocuklarına da kutsal kitabın okunmasını öğretmek amacıyla ortaya çıkmış; 18. yüzyılın ikinci yarısında kızların kent okullarına alınmaya başlamasıyla devam etmiş; II. Dünya Savaşı’ndan sonra da gelişmekte olan pek çok ülkede benimsenmiştir (Vikipedi, 2014).

Çin’de ise 1949 Devrimi’nden sonra herkese eşit eğitim fırsatları sunulması amacıyla tüm okullarda karma eğitim uygulamasına geçilmiştir (Okçabol, 2013a).