Kıskançlık insan yaşamında doğal olmakla birlikte küçük yaşlarda kardeşe olan kıskançlığa karşı uygun davranılmadığında, kontrol edilemeyecek boyuta ulaştığında davranış problemine sebep olabilecek bir duygudur. Buradaki kıskançlığın ölçütü önemlidir. Kardeş kıskançlığı normal seviyedeyse müdahale edilmesi önerilmez. Eğer vaziyet birbirlerine zarar verecek duruma gelirse iki kardeş arasında taraf tutmadan çözüm yolu bulması önerilir. Hiçbir çocuğun kardeşinden daha az sevildiğini hissetmesini istemeyiz.
Yetişkinlerde bile sıkça rastladığımız kıskançlık duygusu en yoğun olarak kardeşler arasında görülür. Kardeş kıskançlığını iki kardeşinin annesini, babasını ya da bir nesneyi bir diğeriyle paylaşmak istememesi olarak adlandırabiliriz. Küçük çocuklarda paylaşma becerisi en son kazanılan beceridir. Bu durumda kıskaçlık aşırıya kaçmadığı sürece problem olarak algılanmaması gerektiği kanaatindeyim.
Kardeş kıskançlığı birden fazla çocuk olan evlerde ve daha da çok yeni kardeşin olduğu evlerde sık rastlanır. Kardeş kıskançlığının var olup olmadığını algılamak için her iki çocuğunda ayrı ayrı düzenli bir şekilde gözlemlenmesi gerekir.
Kardeşler arası kıskançlıkta anne babanın tutumu da önemlidir. Uygun olmayan davranış sergileyen anne babanın bu tutumu sonrasında yerini davranış problemine bırakabilir. Bu problemler tırnak yeme, parmak emme, alt ıslatma, saldırgan davranış gösterme, öfkelenme, bebekçe konuşma ve içine kapanma gibi olumsuz davranışlarıdır. Çocuğunuzun bu tarz problemli davranışlar sergilememesi için çocuklarınız arasındaki sorunlara yaklaşım tarzınıza dikkat etmenizi öneririm. Peki, böyle bir durumda çocuklarınıza nasıl yaklaşmalısınız? Maddeler halinde bakalım.
Öncelikle kardeşler arasındaki sorunlarda taraf tutmayın. Haklı-haksız şeklinde isimlendirmek yerine aralarındaki sorunu çözebilmeleri için onlara çözüm yolları önerin.
- Çocuğunuzu onu sevdiğinize, koşulsuz seveceğinize ikna edin.
- Çocuklarınızla etkinlik yapın, aranızdaki bağları kuvvetlendirin.
- Aralarındaki sorunları küçümsemeyin. İlgilenin.
- Yeri geldiğinde gelişimlerine uygun karşınıza alıp onlarla birer yetişkin gibi konuşun.
- “Sen abisin-ablasın, kardeşin daha küçük idare et” gibi cümlelerle yaklaşmayın.
- Sorunu görmezden gelmeyin.
- Kardeş sevgisiyle ilgili hikaye kitapları okuyup çizgi filmler seyredebilirsiniz.
- Kardeşler arasında kıyaslama yapmayın.
- “Beni çok üzüyorsun, seni artık sevmeyeceğim. Böyle davranmaya devam edersen giderim.” şeklinde tehditler sarf etmeyin.
- Gün içerisinde kardeşler arasında iş bölümü, dayanışma yapabilecekleri etkinliklere yer verin.
- Kıskançlık gerçekleştiğinde cezalandırıcı olmayın, doğal davranın.
- Kavga ederlerse ilk etapta müdahale etmeyin. Birbirlerine zarar verecek duruma giderse ayırıp ikisinin de sakinleşmesini bekleyin.
- Çocuklarınızda yaşının üstünde bir olgunluk beklemeyin.
Son olarak çocuklu bir eve yeni kardeş geliyor ise burada aile, tutumlarına ekstra önem göstermelidir. Gerekmediği takdirde bebek doğduğu andan itibaren büyük çocuğun düzeninde değişiklik yapmamanızı öneriyorum. Eğer bir değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlar bebek doğmadan önce gerçekleştirilmeli. Bebekle çocuk arasında sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlamak için bebeğin bakımı konusunda büyük çocuktan yardım almanız işe yarayabilir. Çocuğa, bebekten daha çok seni seviyoruz gibi sözler sarf edilmemelidir. Bu aileye karşı güvensizlik geliştirmesine sebep olur. Sevgininiz ikisine de eşit olduğunu çocuğunuza hissettirmelisiniz.
Yazar: Feyza Nur Yaşar