Anne babanın bir olay karşısında çocuklarını yönlendirmek amacıyla onlara karşı takındıkları tutumlar, davranışlar ve kullandığı yöntemler anne baba tutumları olarak tanımlanabilir. Çocukların gelişimleri üzerinde oldukça büyük rol oynayan bu tutumların önemi de tartışılmaz bir gerçektir. Anne baba çocuğuna karşı takındığı tutum ile aynı zamanda çocuğuna model de olur. Bu da çocuğun ileriki yaşamında anne babasıyla benzer tutumlar göstermesine sebep olur. Dolayısıyla çocuklara yönetilen tutumların sağlıklı olması önem arz ediyor.
Anne ve babaların çocuklara karşı takındıkları tutumlar yedi türe ayrılır. Bunlar; otoriter tutum, aşırı hoşgörülü tutum, dengesiz tutum, aşırı koruyucu tutum, mükemmeliyetçi tutum, ilgisiz tutum ve demokratik tutum şeklindedir. Özetle;
Otoriter tutum bir başka adıyla baskıcı tutum şeklinde de dile gelebilir. Bu tutumda aileler çocuklarına karşı aşırı kuralcı, baskıcı, sert disiplin uygulayan, cezalandırıcı, ilgisiz ve hoşgörüsüz davranırlar. Bu davranışlarla büyüyen çocukların ileriki yaşamında çekingen, kendini ifade edemeyen, sürekli fedakârlıklar yapan, huzursuz, güvensiz, başkaldırıcı ve disiplinsiz bireyler olduğu görülür.
Aşırı hoşgörülü tutumda aile çocuğa aşırı düşkündür ve gerektiğinden fazla anlayışlıdırlar. Çocuğun her dediğini yaparlar. Çocuk kural nedir, sınır nedir bilmez. Aile de söz sahibi ebeveynler değil de çocuk olur. Bu tarz bir tutumla yetişen çocuklar ileriki hayatında nerde durması gerektiğini bilmezler, sosyal çevrelerinde uyumsuz olurlar, gerçek hayatla karşı karşıya kaldıklarında hayal kırıklığına uğrarlar, elindekilerle yetinmeyi bilmezler, bencil ve sabırsız birer birey haline gelirler.
Dengesiz tutum bir diğer adıyla tutarsız tutum sergileyen ailelerde kuralar bir var bir yoktur. Anne baba olarak ebeveynler çocukları üzerinde olması gereken dengeyi kuramazlar. Genelde her iki ebeveynde baskın olur ve çocuğa biri hayır derken diğer evet der. Bu tutuma maruz kalan çocuklar yaşamlarında tıpkı ailesi gibi dengesiz, ne yapacağından emin olamayan, sürekli fikir değiştiren ve sosyal çevresinden çok çabuk etkilenen bireyler olurlar.
Aşırı koruyucu tutumda aileler çocuklarını kontrol alanlarından çıkarmak istemezler. Onların başına bir şey gelmesinden korkarlar ve güvenilir ortamlarda dahi çocuğu serbest bırakmazlar. Kendi başlarına bir iş yapmalarına izin vermezler, onları kısıtlarlar. Bu davranışlar arasında büyüyen çocukların bağımsızlıkları engellenir, özgüvenleri kırılır, tek başlarına hiçbir iş yapamazlar, bir karara varamazlar ve kendilerini savunamazlar.
Mükemmeliyetçi tutum da aileler çocuklarından her alanda başarılı olmalarını, kendi yapamadıklarını çocuklarının yapmasını isterler. Beklenti içine girerler. Başarılı olmaları içinde çocuklarının üzerinde baskı kurarlar. Başarısızlıklarını kabul edemezler. Çocuklar ebeveynlerinin bu tutumu karşısında söz sahibi olamazlar, ezilirler. Sonucunda da kendilerini başarısız, değersiz sevgisiz hissederler. İlerleyen yaşamlarında da hata yapmaktan korkan, başkalarının mutluluğu için yaşayan bireyler haline gelirler.
İlgisiz ve kayıtsız tutum sergileyen ailelerde de yaşam içler acısıdır. Bu ailelerde ebeveynler çocuklarıyla ilgilenmezler. İhtiyaçlarına kayıtsız kalırlar. Çocuklarını önemsemezler, doğru veya yanlış her hareketlerini görmezden gelirler. Çocuklar kendilerini değersiz hissederler. Bu yüzden de ilerleyen yaşamlarında sosyal çevresinde dikkat çekmeye çalışırlar. Dikkat çekmek içinde çevresine zarar verebilir, olumsuz davranışlara yönelebilir. Ebeveynlerinden görmediği sevgi ve ilgiyi başkasından arayabilir.
Anne-baba tutumları arasında en dengeli, en sağlıklı, en güven verici tutum olan demokratik tutumda ise ebeveynlerin çocuklarına karşı koşulsuz sevgisi ön plandadır. Ebeveynler arasında tutarlılık söz konusudur. Aile içi kararlarda çocuğa söz hakkı verilir. Olumlu davranışlarını pekiştirirler. Çocuklarına sorumluluk verirler, özgüvenlerini geliştirirler. Demokratik tutumla büyüyen çocuklar sosyal çevrede uyumlu, özgüven sahibi, öz denetimi yüksek, yaratıcı, saygılı, sınırlarını bilen, mutlu, huzurlu ve bağımsız birer birey olurlar.
Yazar: Feyza Nur Yaşar