Çocuklar doğduklarından beri ses evreninde yaşıyorlar ve uzun süredir sesi algılama, kullanmaya çalışma ve kullanmayı seçme sürecindeler.
Aslında araştırmalar bu hassasiyetin rahimde başladığını gösteriyor. Bunun önemli sebebi, en gelişmiş insan duyularından birinin işitme olmasıdır. Bir çocuk doğduğunda, en gelişmiş duyu organına, yani işitmeye sahiptir. Anne karnındaki aylar boyunca annesinin sürekli duyduğu kalp atışı ve bağırsak sesleri bebeğin beynindeki bu merkezleri uyararak bu sonucu sağlamıştır. Onun için en sessiz ortam, bu seslerin duyulabildiği ortamdır. İnsanların farklı öğrenme yolları vardır Bazıları görerek, bazıları işiterek, bazıları dokunarak, hissederek ve işleyerek daha iyi öğrenir.
Yeni yürümeye başlayan çocuklar, tüm duyularını öğrenme sürecine dahil ederek öğrenirler. Bu nedenle, sözlü öğretim tek başına her zaman çocukların öğrenmesini teşvik etmenin bir yolu değildir. Okul öncesi çağındaki çocukların eğitimde kalıcı ve doğru davranışlar kazanabilmesi ana ilke olduğundan, tüm duyulara hitap eden tutarlı yetişkin ve eğitim yöntemleri öğrenmeyi kolay ve kalıcı hale getirebilir.
Müzik aktivitesi, günlük eğitim programındaki tüm aktivitelerde kullanılabilen bir aktivitedir. Müzik aktiviteleri okul öncesi dönemdeki çocukların dil gelişimini önemli ölçüde etkiler, ritme duyarlılık geliştirmelerine yardımcı olur ve çocukların kendilerini ifade etmelerine ve sosyal bütünlük kazanmalarına yardımcı olmada önemli bir rol oynar. Çocuklara özgüven ve başarı duygusu verir.