İki insan birbirini tanır, aşık olur ve birbirlerini yeterince tanıdıklarını düşündüklerinde ise evlenirler. Artık bir yuva kurarlar ve her şeyi birlikte yapmaya başlarlar. Daha sonraki aşamada ise bu hayat yolculuğunda ailelerinde bir bebek isterler. Bebek doğduğunda ise artık üç kişilik bir ailedirler. Artık adım attıkları her noktada bir kişiyi daha düşünmek durumunda kalırlar.

Evliliğin genellikle ilk yılları, daha çok sevgi saygının olduğu ve bir düzen oluşturulmaya çalışılan yıllardır. Evlilik saygı ve sevgi çerçevesinde olursa uzun yıllar devam eder. Ama zaman içinde kişiler artık birbiri ile anlaşamıyorsa da boşanmayı akıllarına getirirler. Bu durumda ise en az anne-baba kadar etkilenen birileri daha vardır. O da şüphesiz, çocuklardır.

Çocukların bu durumdan etkilenme düzeyleri bir çok nedene bağlıdır. Çocuğun yaşı, içinde bulunduğu gelişim düzeyi, içinde bulunduğu çevre, kişilik yapısı ve ebeveynlerin bu durumu çocuğa yansıtışındaki süreç, çocuğun etkilenme derecesinin üzerinde etkilidir.

Bu durumu ebeveynler, çocuğa, boşanmanın kesinleşeceği zaman söylemelidir. Çocuk, zaten evde olan biten her şeyin farkındadır ama sizlere sormaktan çekiniyor olabilir. Çocuk, oyun oynarken bile bir kulağı hep sizdedir. Boşanmanın açıklanacağı zamanda, anne-baba ve çocuklar yalnız olmalıdır. Bu durumu ev ortamında açıklamak daha sağlıklı olacaktır. Ebeveynler birbirini suçlamadan, sakince bu durumu çocuğa anlatmalıdır. Anne veya baba evden ayrılmadan önce bu durum anlatılmalıdır.

Konuşma esnasında çocukla göz teması kurulmalıdır. Birbirini suçlayıcı ifadelerden uzak durarak içinde bulunulan durum çocuklara açıklanmalıdır. Sakin ve net olunmalı ve bu kararın iki kişinin ortak kararı olduğu söylenmelidir. Çocuğun yaşı küçükse benzetmelerden ve/veya hikayelerden yola çıkabilirsiniz. Ayrılsanız da, çocuğun anne ve babası kalmaya devam edeceğini dile getirmelisiniz. Ona karşı sevginizin azalmayacağını ve sık sık bir araya geleceğinizi dile getirmelisiniz. Ayrı evlerde olsanız da istediği zaman istediği ebeveynini göreceğini söylemelisiniz.

Özellikle küçük yaş grubu çocukları, anne-babasının yaptıkları bir yaramazlıktan dolayı boşandığını düşünebilir. Bu durumun onunla bir ilgisi olmadığını açıklamalısınız. Ayrılık olsa bile her iki taraflar da bağın kopmayacağını ve görüşmeye devam edeceğinizi dile getirin. Birbirinize saygınızın azalmadığını ve sizin de zaman zaman bir araya geleceğinizi söyleyin. Ayrılsanız da çocuğunuz için bir araya gelerek birlikte etkinlikler yapabilirsiniz.

Çocuk, bu durumu tam olarak anlamayabilir. Ağlar, kızabilir veya içe kapanabilir. Çocuğun merak ettiği sorulara cevap vermelisiniz. Böylelikle çocuk, aklına takılan soruların cevaplarını bulacaktır. Her çocuğun boşanmaya vereceği tepkiler farklı olacaktır. Bu tepkileri olağan karşılamalısınız.

Anne ve baba ayrılsa da akrabalık ilişkilerinin devam edeceğini dile getirmelisiniz. Teyze, dayı, hala, amca ve kuzenler gibi ailenin diğer üyeleri ile de bağın devam edeceğini söylemelisiniz.

Çocuklara boşanma sırasında, hangi ebeveynin evden ayrılacağını söylemelisiniz. Böylelikle çocuk,  kendini buna az da olsa hazırlayacaktır. Çocuk, farklı bir eve geçecekse de rutinlerinin değişmeyeceğini dile getirin ve bunu uygulayın. Çocuk bambaşka bir hayata gitmediğini bilmeli. Yeni evde de rutinlerine uyulmalı. Yatış saati, kalkış saati, yemek saati gibi rutinlerin saatleri biraz esnetilse de kurallardan tamamen kopulmamalıdır.

Buradaki en önemli amacımız çocuğun, bu dönemi en az hasarla atlatmasını sağlamaktır. Boşanma sürecinde beklenmedik tepkilerde bir uzman ile görüşmelisiniz.

Yazar: Mısra Kara